Bisikletle kamplı Türkiye Turu
Uzun süredir hayalini kurduğum bisikletli Türkiye turu için tüm hazırlıklarımı tamamladım. Bisiklet turunda konaklama ihtiyacımı büyük ölçüde kamp kurarak karşılayacağım için, turum kamplı bisiklet turu olacak. Bisikletle kamplı Türkiye turum hakkında ki detayları ve planlarımı aktarabilmek adına bu yazıyı kaleme alıyorum. İlk olarak isterseniz bu turumun genel rotası üzerine değinelim. Eğer tur hazırlığı ve kullandığım ekipmanları merak ediyorsanız Ekipmanlarım Yazısını okuyabilirsiniz.
Bisikletle kamplı Türkiye turu rotası
Aslına bakarsanız bu tur için ilk rotamı Trakya olarak düşünmüştüm. Trakya bölgesi hem konum itibariyle bana yakın, hem de doğal ve tarihi güzellikleriyle ilgimi çeken bir lokasyondu. Ayrıca bisiklet kullanmaya başlayalı henüz bir yıl bile olmamışken bana yakın bir bölgede deneme turu yapmak da mantıklı bir davranış olur diye düşünüyordum. Trakya bölgesinde bahardan yaza geçiş yaptıktan sonra asıl istediğim Ege ve Akdeniz’e sıcak bir yolculuk yapabilirdim.
Akdeniz bölgesinin ardından dinginleştirici bir Kapadokya turu da gerçekten iyi gelirdi. Göbekli Tepe’nin gizemini çözmeden olmaz. Bunun için Güneydoğu Anadolu’ya pedallayamak lazım. Son olarak Doğu Anadolu bölgesinle otlu peynir, domates ve tandır ekmeğini tadıp Karadeniz’e yönelmek gerekliydi.
Karadenizli olduğum için memleketim olan bölgeyi en sona bıraktım.
Sonuçta Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Tabi ki Karadenizli olmasam belki de ilk başlayacağım rota olarak Ege ve Karadeniz arasında kararsız kalıp, sonunda Karadeniz Bölgesini tercih ederdim. )))
Velhasıl evdeki hesap çarşıya uymaz misali planlarım değişti. Trakya’dan vazgeçme sebebim öncelikle başka bisikletlilerle tanışmak. Çünkü biraz araştırınca gördüm ki, herkes gibi bisikletliler de genelde kuzeyden güneye yolculuk yapıyor. Trakya bölgesinde başka bisikletlilerle tanışma şansım tabi ki var. Fakat bu bisikletlilerin rotası büyük ihtimalle İstanbul istikameti olur diye tahmin yürüttüm. Belki de tam tersi olabilir, bilemiyorum. Ama dediğim gibi ilk tur için en ideal rotanın Ege ve Akdeniz olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü alışma sürecinde çok fazla sıkıntı yaşarsam bu turdan büyük oranda soğuyabilirdim.
Turumun rotasıyla ilgili diğer bir sebepse korona denilen illetin dünyanın dengesini alt üst etmesiydi.
Turumun başlangıç tarihi olan 23 Nisan 2020 tarihi virüsün en etkili olacağı dönemlere denk geliyor. Ve bu tarihte dört günlük sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Ege ve Akdeniz gibi 7/24 açık olan bölgelerde bile sinek uçmuyorken, Trakya bölgesinde böyle bir tur planlamak şimdilik hayal gibi görünmekte.
Korona virüsle ilgili tedbirlerin mayıs ayı sonlarına doğru normalleşme sürecine girmesi bekleniyor. Normalleşme süreci başlasa bile pandemi etkisinin çok daha fazla süreceğini tahmin ediyorum. Sonuçta hükumet haklı olarak kontrolü elinde tutmak adına bir takım kısıtlamalara devam etmek zorunda. Bu yüzden dar bir alan olan Trakya bölgesindense Ege bölgesinde daha geniş hareket alanım olacağını düşünüyorum.
Trakya’da İstanbul haricinde dört il daha var. Bu dört ilin en merkezi noktasında kalan Tekirdağ ise bir büyükşehir belediyesi. Büyükşehir statüsü nedeniyle kısıtlamalardan en çok etkilenecek illerden biri durumunda. Olası ikinci dalga salgınında Tekirdağ’da mahsur kalırsam salgın tehdidi azalana kadar en az bir ay burada kalmam gerekli. Bu sebeple kendi önlemlerimi alabileceğim Ege bölgesi daha avantajlı görünüyor.
Bu turda yaşayacağım tüm macerayı akışına bırakmak adına rota ile ilgili keskin planlarım yok. O yüzden plan diyebileceğim tek şey bölgeleri sıralamaktan ibaret. Plan diyebileceğim bir ikinci hazırlığım ise turumun ne kadar süreceğiyle ilgili. Son olarak turumun süresini ve neden bu kadar süre ayırdığımı konuşup yazıya nokta koyalım.
Bisikletle kamplı Türkiye turu projem ne kadar sürecek?
Bu tur için aklımda ki süre beş ya da altı aydan ibaret. Evet süre ile ilgili de net bir şeyler söyleyemiyorum. Çünkü bilmiyorum. En az beş ay sürmesini arzuluyorum o kadar. Peki neden sadece beş ay? Devamı olacak mı?
Beş – altı ay gibi bir süre belirlememin tek sebebi ekonomik olarak kendime bu süre kadar bütçe ayırabilmiş olmamdan kaynaklanıyor. Tüm birikim ve gelirim bu kadar süre yetecek gibi görünüyor.
Peki bisikletle turuma devam etmeyecek miyim?
Tabi ki devam edeceğim. Türkiye turunu bitirdikten sonraki planım Orta Asya devletleri üzerinden Moğolistan’a ulaşmak. Fakat bu plan şimdilik hayal gibi görünüyor. Zaten bu hayali gerçekleştirebilmek için bu bloğu kurdum. Google Adsense reklamlarından gelir elde edebilirsem, ki geçmiş dönemlerde bunu bir kaç kez başardım. Bloğumdan elde ettiğim kazancı yol masraflarına harcamayı planlıyorum.
Bu arada ufak bir parantez açmak istiyorum. Dediğim gibi önceki yıllarda bir kaç tane websitemden belirli düzeyde kazanç sağladım. Bu yüzden Türkiye’de blog yazarak para kazanmanın ne kadar zor olduğunun farkındayım. Bu sebeple yolda izde farklı işler yaparak kazanç elde etmeyi düşünüyorum. Ne bileyim bileklik yapmak olur, enstrüman çalmak olur. Artık hangisini başarabilirsem.
Haa bir de YouTube kanalı açtım oraya da videolar atacağım. YouTube için aranan bir yüz olmadığımın farkındayım yine de şansımı denemek istiyorum.))) YouTube kanalıma abone olmak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz. Ama benim için öncelik bu blog sayfası olacak. İşler yolunda gider de Moğolistan’da bir şaman ayinine katılırsam bu sayfayı açıp okuyarak bir şişe kımız bitirmeyi hayal edeceğim.
Bu uzun tur için Carraro Sportive 230 modeli bisikletimi kullanacağım. Uzun süredir kullandığım bu bisikletle ilgili Carraro Sportive 230 hakkında yazdığım yazıyı okuyabilirsiniz.
Bugün 23 Nisan 2020 Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının yüzüncü yılı, çocukluk hayalim olan ilk bisiklete sahip oluşumun tam olarak birinci yılı. Bugün Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı…..